16 Ocak 2015 Cuma

Bu Kadın'a hayat yasak



Bazı şeyler eskisi gibi değil.
Senden uzaklaşmayı seçmiştim ama her defasında sana geri dönüyorum.
İçimde bir yerler acıyor.Bunu paylaşmak için yine seni seçtim.

İstediğim o kadar çok şey vardı ki.Hepsine ulaşacağım derken önüme engeller sıralandı.Aşamadım.
Olduğum yerde umutsuzca bekliyorum.

Tatlı, acı, ekşi...
Yürümek, koşmak, bisiklet sürmek, dans etmek, yüzmek, zıplamak...
Heyecanlanmak, üzülmek, deli gibi haykırarak ağlamak...
Yasak bana.
Kısacası...
Bu Kadın'a hayat yasak.Nefes almak yasak.Kalbinin atması yasak.

Bu Kadın'ın en büyük yasağı O Adam...
Çünkü Bu Kadın'a bu kadar hissi tek yaşatabilen O Adam.



''Be my friend
Hold me, wram me up, 
Unfold me,
I am small,
I'm needy
Warm me up
And BREATH ME...''

20 Ekim 2013 Pazar

Sadece...



 Kaburgalarının sıkıştırdığı kalple nefes almakta zorlanıyordu Bu Kadın...
 Kalbine bir şey olmasından değil, kalbinin içerisindeki varlığa zarar gelmesinden korkuyordu.

 Ciğerleri yanıyordu Bu Kadın'ın...
 Soluğu içerisine çekerken boğazına takılan hava ile paniğe kapılıp çırpınıyordu.
 Ölüp, yok olmaktan değil, onu sevmeye devam edemeyeceğinden korkuyordu.

 Zayıf düşen bedeni ile onu daha ne kadar sevmeye devam edebilirdi?O'nu düşünüyordu.
 O Adam hayatına devam edebilirdi.Nefes alabilirdi.

 Sadece, Bu Kadın...Nefes alırken içine dolan O Adam'ın yanında olmak istiyordu.Nefes'im diyordu O Adam'a...

 Doğduğu günü kalbinde saklıyordu.Onu umursamıyor gibi görünse de...Canını acıtmasına, kimsenin haberi olmadan izin veriyordu.Mesafeler diyordu, önemli değil, onu yanımda hissettikçe diyordu...

 Bu Kadın, O Adam'ın sadece mutluluktan dökülen göz yaşlarını görmek istiyordu.Yavaşça kenara kıvrılan dudaklarına sayısız kere dokunmak istiyordu.Çenesinden tutup, yüzünü O Adam'ın yüzüne gömmek istiyordu.Kollarını kavrayıp sıkıca sarılmak istiyordu.Kokusunu içine çekmek istiyordu.Parmaklarını O Adam'ın mis kokan saçlarından geçirmek istiyordu.

Bu Kadın, sadece...O Adam'ın yanında uyuyabileceği bir gün istiyor... 


17 Temmuz 2013 Çarşamba

Bu Adam, Bu Kadın'ın her şeyisin.



Bu Kadın'ın söyleyemediği o kadar çok şey var ki...
Ama sen, O Adam bunları hiç duymadı.
Bu Kadın, gördüğü herkesi seven birisi değil...

Bu Kadın, bu dünyadaki bir çok insan arasında sadece seni görüyor.

Sadece...
Sen Bu Kadın'ın her şeyisin.
Gitmemelisin bir yere.
Burada, onun kalbinde kalmalısın.
Özlemini, gözlerine bakarak giderebilmeli Bu Kadın.

♪ SOR. ♫

Her gün değil, her an değil, her nefeste acıyor her yerim.
Ne bir defa, ne bin defa kalmadı göz yaşı ağlamaya.

Sor, diyemem sana zor.
Yaşayan ben, sen değil tercüme edemem çok zor.

13 Haziran 2013 Perşembe

Bu kadının her gün değil, her an değil, her nefeste acıyor her yeri.


Bu kadın düşünüyor, düşünürken canını acıtıyor.
Nasıl oluyor da herkese söylerken bir o adama söyleyemiyor tüm dünyaya söylediklerini?
Nasıl oluyor da bir o adama anlatamıyor söylediği şarkılarda anlattıklarını?

Nasıl oluyor da bir bu kadın o adamın yanında olamıyor, o adam bir yabancıyla en yakın olabilirken?
İlk önce binlerce insana çığlık çığlığa o adamı sevdiğini söylerken nasıl oluyor da ilk önce o adama sevdiğini söyleyemiyor bu kadın?


Sus, bir şey söyleme sakın.
Şah damarıma yakın, gelir  de ölürüm.

Sus, bir şey söyleme sakın.
Öyle bir yerindeyim aşkın, ya kırılır ya uçarım.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Bu Kadın'ın O Adam'ı.

  

  Bu Kadın O Adam'ın karşısında öylece oturmasına bile razı.
  Yukarıya hafifçe kalkan kaşları, nedensiz dolu gözlerini izlemeye bile...

  Ayakta dikilmiş elindeki kitabı sanki yazılarını görmüyormuş gibi okumasına, meyve yerken çıkardığı seslere, canı sıkıldığında ayağa kalkıp bir müzik açıp oynamasına, şapşal bir şekilde etrafta cüzdanını aramasına, belki de stresle çıktığı kapıdan bir şey unutarak girdiği evde ortalıkta dolanmasına, yemek yerken gülümseyen yüzüne, içtiği meyve suyu kutusunda hala var mı diye dibini kontrol ettiğine, sıcak bastığında gömleğinin sağ yakasını hafifçe çekmesine, sakallarının çıkıp çıkmadığını ince parmaklarıyla kontrol ettiğinde, uykusu geldiğinde yavaşça gözlerini ovuşturduğunda, arkadaşlarıyla bir konu hakkında tartışırken takındığı yüz ifadelerinde, kendisine aşık olunası hareketlerinde, en çokta O Adam'ın gözlerinden dünyaya bakmak istediğinde, kahkahasını içine geri tıkmak ister gibi sol elinin bileğini gülerken açılan ağzına götürdüğünde, kulağında kulaklıkla müzik dinlerken egzersiz yaptığında susayıp dudaklarını diliyle nemlendirdiğinde, artık yemekten yorulmuş bir şekilde ağzına son lokmaları tıkıştırdığında, başını bir şeye bakmak için çevirdiğinde boynundaki kıvrıma, yorulduğunda usandığında ellerini beline koyup gözlerini kapatarak yukarıya kaldırmasına, kendini tutamayıp kahkaha attığında sürekli sol elinin parmaklarıyla köprücük kemiğinin sağ tarafını hafifçe kaşımasını, şekerleme yapmak için uzanıp ellerini başının altına aldığında titreyen kirpiklerine, ellerine, ''Ha ne diyorsun?'' diyen yüz ifadene, utanarak gülümsediğinde, saçlarını hafifçe havaya dikmene, gülmeye hiç hali yokmuş gibi gözlerini kapatıp üşengeççe sol gözünü ovuşturmana, kimsenin farketmeyeceği şekilde küçük olan kulağındaki küçük bene, yemeği yerken beğendiğini ifade etmek için değil farkettirmeden parmaklarının ucunu emmene, dans ederken yere düşmene rağmen kendine gülmene, kitap okumak istemediğinde kitabı kapatım çenene dayayıp çevrenle ilgilendiğinde, hiç bir şey umrunda değilmiş gibi kafayı koyup ağzını açarak sessiz uyumana, duygulandığında gözlerini doldurmana ve başını hafifçe eğmene, duruşuna, gülerken dudaklarının aldığı kıvrıma, havalıymış gibi görünmeye çalıştığı zaman, sevimli görünmeye çalıştığı zaman, esnerken yüzüne dokunma isteği uyandırdığında, kırpamadığı halde gözünü kırpmaya çalışmasına, çocuklaştığında, kontrolünde değilken çocuk gibi güldüğünde, tenindeki pürüzsüzlüğe, ciddi olduğunda bir kaşının çok hafif yukarıya kaldırmasına, beyaz gömleğin teninin üzerinde durduğu kıvrımlarına, saçı önüne geldiğinde kaşıyla önünden çekmeye çalışmasına, siyahın ona ne kadar yakıştığına defalarca farkına vardığında, yatakta başka bir şey ile uğraşıyormuş gibi göründüğünde, uyanıp yataktan kalktığındaki saflığına, uyanmamak için direndiğinde, boynundaki damarların sevimliliğine, yaptığı şebekliklerde...

 Bu Kadın, O Adam'ı yeniden gönlünün ortasına buyur ediyor.
 Bu Kadın, O Adam'dan vazgeçemiyor.
Bu Kadın, kilometrelerce ve saatlerce uzakta olmasına aldırmadan yeniden aşık oluyor.


Kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet?
Senin ki nasıl bir hakimiyet?
Ben anlamadım.
Sustum sustum, sonunda dayanamadım.
Aşk mısın, dert misin yoksa canına susamak mı benim ki?
...
Uyudum, uyandım.Hala anlamadım.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Ben sana bağlarımı çözemiyorum.


Bu kadın ne uzaklaşabiliyor O Adam'dan, ne gidebiliyor, ne de limanında kalabiliyor.
Bu kadın her yerde her şeyde O Adam görüyor.
Bu kadının dünyası O Adam olmuşken bu dünyadan gidemiyor.
Bu kadın O Adam'dan bağlarını çözemiyor, bu kadar düğümlenmişken.


Gidemiyorum, kalamıyorum.
Baş edemiyorum, teslim olamıyorum.
Yüzün gökyüzünde, bakamıyorum.
Havada nefesin var, boğuluyorum.
Ben sana bağlarımı çözemiyorum.
Başka bir dünya yok, gidemiyorum.
Varlığın yanına hapsediyor beni sana, olduğun yere...
Ben sende kaybolmuşum hissindeyim...

27 Nisan 2013 Cumartesi

Saklanacak yer arıyorum, bulamıyorum...


İçine düşürdüğü ateşin kıvılcımıydı O Adam...
Su döktükçe, alevi harlatandı O Adam...
O kadının battaniyelere sarınacakken, yüreğine sığındığı O Adam...
Sözlerine, gözlerine, bakışlarında kaybolduğu O Adam...
Kilometrelerce uzakta, varlığından bile haberi olmayan O Adam...
Kendini ona fark ettirmek için karşısına çıkmayı göze alıp, bundan vazgeçiren O Adam...
O Kadının içinde yangın var...
Yangını O Adam...

Dokunacak yer arıyorum.
Bulamıyorum teninde, kayboldum.
Saklanacak yer arıyorum.
Bulamıyorum gözünde, kayboldum.
Yangın var, yangın var içimde...


13 Nisan 2013 Cumartesi

Bu kadın görmeden, göremeden; dokunmadan, dokunamadan seviyor.


 Bu kadın geceleri gözlerini kapatmadan önce seni düşünüyor.
 Usulca gözleri doluyor.Seviyor seni.Seni daha bir kere olsun gerçekte görmeden, sesini onun yanında hiç duymadan...Seviyor seni.

 Daha önce hiç görmediğin birini, konuşmadığın birini özleyebilir misin?Bu kadın özlüyor.

 Bu kadın bu şekilde hissetmek istemiyor.
 Bu kadın sadece, burada seninle olmak istiyor.
 Bu kadın seni ondan uzakta görmek istemiyor.
 Bu kadın sadece seni özlüyor.


I don't wanna feel the way that I do
I just wanna be right here with you
I don't wanna see us part
I just wanna say it straight from heart
I miss you...


21 Mart 2013 Perşembe

Gözyaşı adam.


Bu kadın bazı şeylerin değiştiğini görüyor.
Geçmişine duyduğu özlemi bir kenara atamıyor, hep yanına alıyor, yoluna öyle devam ediyor.
Özlem her adımda birikiyor ve çoğalıyor.

Bu kadın artık göz yaşı dökemiyor.
Hiç bir şarkının müziği, sözleri gözlerini dolduramıyor, kendine getiremiyor.
Bu kadın, O adamın gözlerini doldurabilen şarkı olmasını istiyor.
O kadar değerli...



11 Mart 2013 Pazartesi

Kabul edin.


Bu Kadın...
Ne inadından vazgeçebiliyor ne de istediklerinden...
İstediklerini inadıyla elde etmeyi öğrendi..
Bu Kadın'ı böyle kabul edin...





And then we fall asleep.

I'm the one
Whos always in the way
But you got me
Hoping for more more more
I'm here to stay
As though I am always there
As though I had never left...

9 Mart 2013 Cumartesi

Bu Kadın...


Bu kadın...
Kimsenin dikkatini çekmek istemiyor.
Canı acısın istemiyor ve kimsenin de canını yakmak istemiyor.
Ama mutlu olmak istiyor.

Mutlu olanları görüyor, mutlu oluyor ama aynı zamanda üzülüyor.
Ona doğru adım atanları görünce mutlu oluyor ama kendisi geri adım atıyor.

Bu kadın...
Ne yapacağını, nasıl davranacağını bilmiyor...




There is a place I need to find
And need to be there in time
Don't try to over and out lies
I'm just a girl who fighting her time

I'm so much stronger
They will need to listen to what I have to say
There's a bigger sea for a girl like me
When I come back and trying to show some love...


Bu kadın Go Dok Mi'nin ruhu...

Dikiz